Beden algısı bozukluğu, kişinin kendi vücut görüntüsü hakkında gerçekçi olmayan veya aşırı bir şekilde olumsuz düşüncelere sahip olması durumunu ifade eder. Bu bozukluk, genellikle kişinin kendi vücudunu değerlendirirken aşırı eleştirel veya olumsuz bir tutum içermesini içerir. Beden algısı bozukluğu olan bireyler, vücutlarıyla ilgili gerçekçi olmayan düşüncelere ve hislere kapılabilirler.

Bu bozukluğun semptomları arasında şunlar bulunabilir:

  • Gerçekçi Olmayan Vücut Algısı: Birey, genellikle normal veya sağlıklı bir vücut görüntüsüne sahip olmasına rağmen, vücudunu şişman veya çirkin olarak algılar.
  • Aşırı Eleştirel Tutum: Vücut algısı bozukluğu olan kişiler, vücutları hakkında sürekli olarak aşırı eleştirel veya olumsuz düşüncelere sahip olabilirler. Bu düşünceler, genellikle gerçeklikle uyumsuzdur.
  • Düşük Benlik Saygısı ve Depresyon: Olumsuz vücut algısı, düşük benlik saygısı ve depresyon belirtileriyle ilişkilendirilebilir. Kişi, vücut görüntüsü nedeniyle sosyal ve kişisel yaşamında sıkıntılar yaşayabilir.
  • Sosyal İzolasyon: Beden algısı bozukluğu olan bireyler, başkalarıyla etkileşimden kaçınabilir ve sosyal izolasyon eğiliminde olabilirler.
  • Kompulsif Davranışlar: Bazı kişiler, vücutlarındaki algıladıkları kusurları düzeltmek veya değiştirmek amacıyla aşırı egzersiz yapabilir, aşırı diyet yapabilir veya başka kompulsif davranışlara yönelebilirler.

Bu bozukluğun nedenleri karmaşık olabilir ve genellikle biyolojik, genetik, çevresel ve psikososyal faktörlerin etkileşimiyle ilişkilidir. Yeme bozuklukları, obsesif-kompulsif bozukluk, depresyon ve anksiyete gibi diğer zihinsel sağlık sorunlarıyla da sıkça birlikte görülebilir.

Beden algısı bozukluğu psikiyatrist veya klinik psikolog tarafından değerlendirilir ve tanı konur. Tedavi seçenekleri arasında psikoterapi, destek grupları ve bazen ilaç tedavisi yer alabilir. Tedavi sürecinde, bireyin duygusal ve zihinsel sağlığını iyileştirmek, gerçekçi bir vücut algısı geliştirmek ve olumsuz düşüncelerle baş etme becerilerini güçlendirmek amaçlanır.