Travma ve ilişkili bozukluklar, bireyin yaşadığı ciddi ve travmatik olayların etkisiyle ortaya çıkan psikolojik bozuklukları ifade eder. Bu bozukluklar, kişinin günlük yaşamını olumsuz yönde etkileyebilir ve genellikle psikoterapi gerektirir: Travma ve ilişkili bazı yaygın bozukluklar:

  • Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB): Travmatik bir olayın ardından kişide tekrarlayan, yoğun ve rahatsız edici hatıraların, kabusların, duygusal uyarılmanın artması gibi belirtiler görülebilir. Bu belirtiler olayın üzerinden aylar veya yıllar geçse bile devam edebilir.
  • Dissosiyatif Kimlik Bozukluğu: Travmatik olaylara bağlı olarak kişinin kimlik bütünlüğünün kaybolması, farklı kimlik veya kişilik özelliklerinin ortaya çıkmasıyla karakterizedir.
  • Genelleşmiş Anksiyete Bozukluğu: Yoğun endişe, gerginlik ve belirsizlik duygularının sürekli olarak devam ettiği bir anksiyete bozukluğudur. Travmatik olaylar bu bozukluğun ortaya çıkmasına katkıda bulunabilir.
  • Depresyon: Travmatik olaylar depresyon riskini artırabilir. Kişide enerji kaybı, umutsuzluk, ilgi kaybı, uyku ve iştah değişiklikleri gibi belirtiler görülebilir.
  • Sosyal Fobi: Travmatik olaylar, kişinin sosyal ilişkilerdeki kaygılarını artırabilir ve sosyal fobi gelişmesine neden olabilir.
  • Kişilik Bozukluğu: Travmatik olaylar, kişilik gelişimini etkileyebilir ve kişilik bozukluklarına yol açabilir.
  • Obsesif Kompulsif Bozukluk (OKB): Travmatik olaylar, kişinin obsesyonlar ve zorlayıcı davranışlar geliştirmesine neden olabilir.
  • Somatizasyon Bozukluğu: Travmatik olayların vücut belirtileri olarak ortaya çıkmasını içerir. Kişi çeşitli fiziksel şikayetler yaşar, ancak tıbbi bir açıklama bulunamaz.

Travma terapisi, bir kişinin yaşadığı travmatik olayların etkilerini azaltmayı, işlemeyi ve bu olaylara daha sağlıklı bir şekilde yanıt verebilme yeteneğini geliştirmeyi amaçlar ve travmanın niteliğine bağlı olarak değişebilir. Sabır, süreklilik ve güven ilişkisi önemlidir. Travma tedavisi genellikle bir klinik psikolog veya psikiyatrist tarafından yürütülür.